Cumartesi, Ekim 16, 2010

Resepsiyon Hadise’si

Öncelikle ben tavrımı belirteyim; resepsiyona gitmiyorum. Sevgili Cummur’un nazik davetine her ne kadar sevinsem de politik duruşum resepsiyona gitmeme müsaade etmiyor. Son cümlede sebebini açıklayacağım ki okurken şöyle heyecanlanın.

Aslında merak ettiğim şeyler var bu resepsiyon şeysine dair. Gidip doğal ortamında incelemek, bir takım cevaplar aramak istemiyorda değildim. Mesela yıllar yılı generalllerin falan bu resepsiyona neden üniformayla katıldıklarını merak etmişimdir. Ortalıkta dolaşan yıldızlar falan. Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın resepsiyondan hatun kaldırmak için beyazları çekip gittiğine dair endişelerim var, bi huylanıyorum, hani üstünde böcek yakalarsında yarım saat daha heryerinde dolaşıyormuş gibi ürpertisi devam eder ya o şekilde.

Şimdi bu üniforma şeysi “asker” denen meslek erbabının iş kıyafeti değil mi? Neden iş kıyafetinle özel bir davete gidersin ki? Mesela bu resepsiyona memleketi çeşitli branşlarda başarıyla temsil etmiş sporcular da davet ediliyor. Ülkemizin başarılı olduğu spor branşları arasında halter ve güreş ilk sırada. Halil Mutlu’nun halter mayosu içinde 29 Ekim Resepsiyonunda elinde içkisi smokinli ağabeylerin içinde dolandığını hayal edin. O da onun iş kıyafeti değil mi sonuçta. Ya da yine güreş mayosu içinde bir milli güreşçimizin kabul esnasında bayan gül ile tokalaştığını düşünün. (İsim vermiyorum Devrimci Karargah’tan, Ergenekon’dan almasınlar garibanı) Bir milli boksör sadece şort ve boks eldivenleriyle ortalıkta geziniyor, eller serbest olmadığı için de içkisini yanındaki antrenörünün elinden yudumluyor. Romantik bir ortam olurdu.

Resepsiyona madencilerin davet edildiğini düşünelim mesela. Biliyorsunuz ömürlerinin büyük kısmını yerin altında geçiren bu insanlar bu aralar pek bir moda oldular. Belki sevgili Cumhur’da bu popülaritenin cazibesine karşı koyamaz ve onlardan da birkaç temsilci davet eder. Kafalarında fenerli baretleri ve kuru temizlemeden yeni çıkmış mavi tulumlarıyla madenciler dolanıyor smokinlerin frakların arasında. Doktorlar, hemşireler, örnekleri çoğaltmak mümkün, hayal gücünüze teslim ediyorum.

Bir de davetiye mevzuu var. CHP’nin İnce tavrını makul bulmamak mümkün değil. Her sene her sene aynı şey yazılmaz ki davetiyeye. Bana da geldi davetiye öncekilerle karşılaştırdım, resmen tarih değiştirip vermişler Cemil Ozalit’e. Azcık yaratıcı olunmalıydı bence de.

Cummuriyet Resepsiyonu’na 09’da menajeri aracılığıyla davet edilen sevgili Hadise’nin yoğun programı dolayısıyla Cummur’umuzdan resepsiyonu 30 Ekim’e ertelemesini rica ettiğini bilmeyen kalmamıştır herhalde. Kendisinin bu kibar ve makul ricasının da görmezden gelinmesini ve alay konusu olmasını kınadım. Resepsiyona karşı politik duruşumu da burada bina ettim zaten. Pek sevgili Hadise’ye yapılan bu kötü muamele hassasiyetlerimi uyandırdı, "bence ortada bir tarih dayatması var efenim" dedim, işte bu yüzden resepsiyona katılmadım, katılmıyorum. Bu resepsiyonda "dayamaya" karşı çıkma olayı da benim icadımdır, avukatlarıma gerekli talimatları verdim, İnce'leyecekler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder