İlkokuldayken ders kitaplarında en sevdiğim kısım okuma parçalarıydı. İlginçtir çoğunun adını, içeriğini hatta bazılarının yazarlarını bile dün okumuş gibi hatırlarım. En iyi hatırladığım hikâyelerden biri şimdi bana ironik geliyor. İlkokul 3 yahut 4. sınıf ders kitaplarından birinde olması gerek, muhtemelen hayat bilgisi kitabıdır. Kuraklıktan ve susuzluktan dolayı toprakları verimsizleşen, ekin alamayan, açlık sınırına dayanan ve bu yüzden defalarca yağmur duasına çıkan köylüler vardır bu hikâyede. Artık köylerinde yaşama imkânı kalmadığı ve tanrı yağmur dualarına cevap vermediği için göç etmeye karar verirler. Tam tası tarağı toplamış gitmek üzeredirler ki köye bir takım bilim insanları, mühendisler gelir. Haritalar çıkarılır, ölçümler yapılır, artezyen kuyuları kazılır ve “bilim suyu bulur.” Evet şu sıralar muhtemelen ders kitaplarından çıkarılmış olan hikayenin adı tam olarak buydu; “SUYU DUA DEĞİL FEN BULUR.”
Aynı yıllarda yine fen kitaplarında yer alan evrimsel gelişim, büyük patlama teorisi gibi genç dimağlara hayatı bilimin ışığında izah etmeye çalışan konular artık yok o kitaplarda. Bilimin edindiği yer iki satıra sığdırılırken bilimdışı hurafeler ise çarşaf çarşaf aşılanıyor içinde bulunduğu dünyayı anlamaya çalışan küçücük çocuklara.
İstanbul Halk Ekmek, Büyükşehir Belediyesi’nin yoksullar için ucuz ekmek üretip dağıtımını yaptığı kuruluşu. Aynı yoksullara ihtiyaçları olduğuna karar verdiği bir şeyin daha dağıtımını yapmayı görev edinmiş bu kuruluş; “kuru inanç.” Geçen hafta ilköğretim ikinci sınıf öğrencileri İstanbul Halk Ekmek’e ziyarete gitmiş. Ekmek nasıl yapılıyor, görmek için. Dönerken 30 kişilik sınıfa 22 sayfalık bir broşür dağıtılmış: “Yağmur Rahmettir.”
Broşürde yer alan resimli hikâyede köye gelen genç bir öğretmen öğrencilerine yağmurun nasıl oluştuğunu bilimsel olarak izah etmeye çalışırken onların kıkırdamalarıyla karşılaşıyor. Çünkü köyün “bilgesi!” yağmura yağmur denmesine çok kızıyor, rahmet denmesi gerektiğini düşünüyor ve demeyeni de haklamakla tehdit ediyor. Hikâyenin gelişiminde öğretmen bir şekilde imana geliyor ve yağmurun nasıl yağdığını anlatması için sınıfa “imam!” çağırıyor. İmam çocuklara yağmurun nasıl oluştuğunu “çok bilimsel!” olarak izah ettikten sonra hep beraber yağmur duasına çıkılıyor öğrencilerle. Ve el hak ne büyük lütuf ki, gerçekten yağmur yağıyor.