Pazartesi, Ocak 03, 2011

Boeing’de de kadrolaşırız evellalah

Her sabah günümü bir Wikileaks belgesi şenlendiriyor da, Wikileaks köşecisi olmak istemediğim için çok fazla üzerinde durmadan geçip gidiyorum. Bu haberi sektirmekse ‘komedi’ye ihanet olurdu. Açıkçası memleketimizin bir uzay programı var mıdır, varsa ne âlemdedir bugüne kadar hiç merak gereği duymamıştım. Güzide ülkemde uçma teknolojisi halen Hezarfen’in bıraktığı seviyede gezinirken, bizim pek muhterem imanlı iktidar “ne içerek” uçmayı başardıysa, THY ve Boeing arasında yaklaşık 3,5 milyar dolarlık uçak alımı anlaşması karşılığında, ABD’li yetkililerden uzay programlarından birinde bir Türk astronotu da uzaya götürmelerini istemiş.

Obama bizi diskoya götür!

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden 19 Ocak 2010 tarihinde gönderilen “gizli” kodlu belgeye göre dönemin ABD Türkiye Büyükelçisi THY’nin devam eden uçak alımı sürecinde “Boeing’in çıkarını gözetmek üzere!” 14 Ocak’ta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile görüşüyor. Belgede, Abdullah Gül’ün Obama’ya bir mektup yazarak NASA’nın, bir Türk astronotunu uzaya göndermesini istediği belirtiliyor. Görüşmede Binali Yıldırım, Türkiye’nin uzaya astronot gönderme isteğinden bahsederek, bunun ticari anlaşmalarla bağlantılı olduğunu ima ediyor.

ABD Ankara Büyükelçisi’nin belgede geçtiği not ise şöyle; “Muhtemelen yörüngeye bir Türk astronot gönderemeyiz ancak(.) Her durumda satışı gerçekleştirmek için şansımızı maksimize etmek istiyorsak, bakanın muğlâk isteklerine biraz karşılık göstermeliyiz.” 1 ay sonra 20 uçak siparişi Boeing’e verildiğine göre muğlâk isteklere bir karşılık verilmiş. İster misiniz Cem Yılmaz’ın “Türkler uzayda” parodisi gerçeğe dönsün. Turist Ömer Uzay Yolunda der gülerim ben buna.

Ülkeyi yedik bitti, ABD’ye mi açılsak Kemal Ağabey?

Esas bomba ise şimdi geliyor, sürprizini sona sakladım. Basının Türk astronot geyiği yaparken atlayıverdiği, belki de görmek istemediği detay, çevresini gözetmeye iman etmiş ve bu uğurda kendini çılgınca paralayan iktidarımızın aleni rüşvet talebi. Memlekette artık kadrolaşacak, parselleyecek, kanını emecek alan daraldığı ve enseye yapışmış kene misali yedikçe şiştiklerinden şiştikçe daha çok yemek istediklerinden olsa gerek, 2004’te başka bir uçak alımı için görüşmeler sürerken dönemin gözünü budaktan sakınmayan büyük kenesi Kemal Ağabey bir iş ortağını Türkiye temsilcisi yapması için Boeing yetkililerine baskı yapıyor.

12 Mayıs 2004 tarihli yazıda dönemin ABD Büyükelçisi Eric Edelman Boeing yetkililerinin kendisine anlattıklarını Washington’a aktarıyor. Edelman’ın notlarına göre bir işadamı Boeing ile dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan arasında bir görüşme ayarlamayı teklif ediyor. Görüşme sırasında Maliye Bakanı Boeing’e adı belgede sansürlenmiş olan bu Türk işadamının havacılık sektöründen anladığını ve Türk Hava Yolları’nın ihtiyaçlarından haberdar olduğunu söylüyor. Bakan, Boeing’den şirketin Türkiye pazarındaki başarısını garanti etmek üzere işadamını Türkiye temsilcisi olarak atamasını istiyor.

Kemal Unakıtan’ın sahne arkasına çekilmesinin tek sebebinin fütursuzca yemesi olduğunu düşünüyorum ama Boeing’i de yemeye çalışmak gerçekten takdire şayan. Yine o dönemde uçak alımı anlaşması yapılmış ve ben Kemal Ağabey’i tanıyorsam “bir sakal almadan” bırakmamıştır Boeing’i. Aslında “Dünyayı Kurtaran Adam” olmak için biraz içeriden bilgi alası varmış hep yanlış anlıyoruz adamcağızı. Bu dünyayı şimdiden kurtarmıştır servetiyle, sırtı zor yere gelir de ne zaman doyacaklar onu bilmiyorum. Söyleyecek fazla söz yok, herkese hayırlı uçuşlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder